Yabancılar vatandaş oluyor, parasını faize koyuyor... Parası katlanıyor ve istediği yerden mülk de ediniyor... Emlak fiyatları da bu şekilde artıyor, kiralar da böylece tavan yapıyor. İşte sarmal da burada. Bu sarmalın bozulması şart...
Düzenlemeye göre yabancıların, Türk vatandaşı olabilmesi için malum kapsam genişletildi.
Türk bankalarında 500 bin dolarını 3 yıl boyunca tutanlar, 250 bin dolarlık yatırım yapanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını almaya hak kazanabiliyor.
Yabancılara vatandaşlık öteden bu yana eleştirilen bir konu.
Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verildiği yolunda eleştiriler oldu.
İletişim Başkanlığının geçen yılki açıklamasına göre "Geçici Koruma kapsamında bulunan ve Türk vatandaşı olan Suriye uyruklu kişi sayısı ise 238 bin 768’dir."
YABANCILARA MÜLK EDİNME HAKKI
Düzenleme ile yabancılara getirilen 25 dönümlük sınırlama 300 dönüme çıkarıldı.
Bakanlar Kurulu'na bu oranı 600 dönüme kadar çıkarma yetkisi verildi.
Düzenleme, telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkarıyor.
Türkiye'de 28 milyon hektar tarım alanı bulunmakta ve bu alanların 8,5 milyon hektarında sulu tarım yapılabilmekte.
İsrail'in Türkiye'de başka isimler altında toprak edindiği biliniyor. Verimli tarım arazilerinin yabancılara satışı, milletimizin değil, yabancı ülkelerin servet ve refahını arttırıyor.
Bir Türk vatandaşı, İsrail'de bir birim arazi alabilirken, İsrail'li bir işadamı Türkiye'de bin birim arazi alabilecek ekonomik güce sahip.
Gelişmiş ülkeler, toprak satışına ciddi sınırlama ve yasaklamalar getirdi. Yunanistan bile tarım arazisi satmıyor.
İsrail ve birçok ülke çeşitli yöntemlerle Türkiye'de toprak satın almaya çalışıyor.
Bu ülkelerin arkalarında da Avrupa Birliği, ABD gibi küresel güçler var.
Ermeni diasporasının topraklarımız üzerindeki hak iddiası ülkemizin uzun yıllardır başını ağrıtan bir sorun.
Yapılan düzenlemeler, bu lobilere bir fırsat sunuyor.
Yabancıların mülk edinme hakkı mutlaka sınırlandırılmalıdır.
FAİZ BELASI...
Yabancılar vatandaş oluyor, parasını faize koyuyor... Parası katlanıyor ve istediği yerden mülk de ediniyor... Emlak fiyatları da bu şekilde artıyor, kiralar da böylece tavan yapıyor. İşte sarmal da burada. Bu sarmalın bozulması şart...
Türkiye ekonomisi borç-faiz-borç sarmalından çıkamıyor bir türlü.
Daha fazla faiz demek, daha fazla borç demek.
Borçlu olmak demek, bağımsız karar verememek demek.
Faiz saadet değil, bela getiriyor.
'Milli Görüş' politikaları uygulanmadan bu beladan kurtulmak mümkün değil!
Yolsuzluk sebep, yoksulluk sonuçtur.
İsraf sebep, borç sonuçtur.
Yanlış yatırım anlayışı sebep, enflasyon ve işsizlik sonuçtur.
Sonuçlara bahane aramaktan, sonuçların sebeplerini yanlış yerlerde aramaktan vazgeçmek gerekiyor. Hem de hemen...
---