Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki 14 kişinin tutuklanmasının ardından, cezaevinde yürütülen olağan dışı görüşmeler ve MASAK raporlarında yer alan 50 milyon dolarlık para trafiği iddiaları Adalet Bakanlığı’nı harekete geçirdi. A Haber canlı yayınında Canan Barlas ile Gündem programına katılarak açıklama yapan Sabah Gazetesi Haber Müdürü Nazif Karaman, konuya ilişkin 2 ayrı iddiaya değindi. CHP kongresi öncesinde yüklü miktarda döviz transferi yapıldığı iddiasını gündeme taşıyan Karaman, 'MASAK raporunda okuduğum kadarıyla somut bir iddia: 50 milyon dolar. CHP kongresi öncesi, bu 50 milyon doların minibüslere döviz bürolarına götürüldü' diyerek bu paraların kime gittiğini sordu.
Yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki 14 kişi hakkında yeni bir gelişme yaşandı. Adalet Bakanlığı, sanıkların cezaevinden örgütsel faaliyet yürütme ihtimali üzerine harekete geçerek, İmamoğlu dışındaki 13 kişiyi farklı yüksek güvenlikli cezaevlerine sevk etti. A Haber canlı yayınına katılan Sabah Gazetesi Haber Müdürü Nazif Karaman, çarpıcı iddialarda bulunarak, cezaevindeki görüşme odalarının "örgüt yöneticilerinin ofisine dönüştüğünü" belirtirken, MASAK raporlarında yer aldığı iddia edilen 50 milyon dolarlık para hareketine de dikkat çekti.
CEZAEVİ GÖRÜŞMELERİ GECELERE KADAR SÜRDÜ
Sabah Gazetesi Haber Müdürü Nazif Karaman, Marmara Kapalı Cezaevi'nde dikkat çeken gelişmeler yaşandığını belirtti. Cezaevinde olağandışı hareketlilik gözlemlendiğini belirten Karaman, çok sayıda ziyaretçinin bulunduğunu, avukat görüşmelerinin ise gece geç saatlere kadar sürdüğünü dile getirdi.
"Garip şeyler oluyor dedik; çok fazla ziyaretçi var. Avukat görüşmeleri gece yarılarına kadar devam ediyor. Çok anormal bir şeyler oluyor, bakanlık bu işe bir el atmalı, müdahale etmedi," diyen Karaman, cezaevinde bulunan görüşme düzenine dair de bilgi verdi:
"Bir koridor düşünün, 7 sağda, 7 diğer tarafta; karşı karşıya 14 tane görüşme odası var. Bu görüşme odaları sürekli Ekrem İmamoğlu ve o yolsuzluk örgütünün üyeleriyle görüşmeye gelen kişilerle görüşmeler yapılıyor. Yani bir nevi cezaevi, örgüt yöneticilerinin ofislerine dönüşmüş!"
FOTOĞRAF: EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
GECE 02.00'YE KADAR DEVAM EDEN TRAFİK
Karaman, cezaevindeki görüşmelerin gece 02.00–03.00'e kadar sürdüğünü, gelen gidenin bitmediğini belirterek, "Bir sürü milletvekili var. Biz buna buradan dikkat çektikten sonra CHP'nin içinden bir milletvekili ihbar etmiş Ekrem İmamoğlu'nu. Biz burada defalarca anlatsak inanmazlar. Ama milletvekili kendisi söylüyor," dedi.
Bu gelişmelerin ardından Adalet Bakanlığı'nın harekete geçtiğini ifade eden Karaman, "Bugün Adalet Bakanlığı düğmeye bastı. Başta Murat Ongun olmak üzere 14 şüpheli başka başka cezaevlerine gönderildi. Ekrem İmamoğlu kaldı, 1 no'lu koğuşta. Yanında, 2 numaralı koğuşta Murat Ongun vardı. 2 numaradan itibaren, saat 02.00 itibarıyla yüksek güvenlikli cezaevlerine dağıtıldılar," diye konuştu.
FOTOĞRAF: EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
DİKKAT ÇEKEN PARA TRAFİĞİ İDDİASI
Nazif Karaman, kamuoyuna yansıyan bir diğer önemli iddiaya da değindi. MASAK raporlarında yer alan bulgulara göre CHP kongresi öncesinde yüklü miktarda döviz transferi yapıldığı iddiasını gündeme taşıdı.
Karaman, söz konusu iddiayı şu ifadelerle dile getirdi:
"MASAK raporunda okuduğum kadarıyla somut bir iddia: 50 milyon dolar. CHP kongresi öncesi, bu 50 milyon doların minibüslere doldurularak İstanbul Laleli'de 4 ayrı döviz bürosuna götürüldüğü, burada Türk parasına çevrildiği ve o kongrede kullanıldığı belirtiliyor. Bazı kişilere bu paraların yatırıldığı iddiası üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu işin peşinde. Bu paralar kimin hesabına yattı, bu paralar kime gitti? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu soruşturmayı detaylıca yürütüyor."
FOTOĞRAF: EKRAN GÖRÜNTÜSÜ
"TAM BİR ESCOBAR DÜZENİ KURMUŞLAR"
Yolsuzluk soruşturması kapsamında gündeme gelen MASAK raporları ve tutuklama süreçleri hakkında değerlendirmelerde bulunan AK Parti Milletvekili ve Siyaset Bilimci Dr. Nazım Maviş, yaşanan süreci "tam anlamıyla bir Escobar düzeni" olarak tanımladı. Maviş, bu yapılanmanın korkusuz bir özgüvenle sürdürüldüğünün altını çizerek şu ifadeleri kullandı.
"Tam bir Escobar düzeni kurmuşlar ve bunu korkunç bir özgüvenle yapmışlar. Bu kadar kör göze parmak tablo ile karşı karşıyayız. Bu özgüven aslında bildiğimiz Reklam İmamoğlu klasiği. Yani o nobran, tepedenci, üsttenci bakışı... 'Bir şey olmaz' yaklaşımı ne yazık ki böyle bir tabloyu karşımıza çıkarmış durumda."
"PARTİLERİNİ PESPAYE HALE GETİRDİLER"
Dr. Maviş, sürecin yalnızca bireysel sorumluluklarla sınırlı kalmadığını, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal itibarının da zedelendiğini vurguladı. CHP'nin Türkiye'nin iki temel siyasal çizgisinden birini temsil ettiğine dikkat çeken Maviş, partinin "mafya benzeri yöntemlerle" yıpratılmasının üzüntü verici olduğunu ifade etti.
Maviş, "Benim asıl üzüldüğüm taraf şurası: Cumhuriyet Halk Partisi. Türkiye'nin iki ana ekseni var: bir muhafazakâr çizgi, iki seküler-laik elitist çizgi. Cumhuriyet Halk Partisi bu çizgiyi temsil ediyor. Biz bu çizgiyle bugüne kadar hep mücadele ettik. Ama Türkiye'nin, en nihayetinde ana damarlarından ve köklü partilerinden birisi, böyle bir partinin böyle pespaye bir duruma düşürülmüş olması; kendi genel başkanının, kendi büyükşehir belediye başkanının mafyatik yöntemlerle partisini bu hale düşürmüş olması, üzüntü verici bir şey. Türkiye adına, Türk siyaseti adına." ifadelerini kullandı.
