Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın sözleri asla kabul edilemez.
Cümleye ilk olarak bu şekliyle başlamak isterim.
Nasıl ki, KKTC’de hiç bir makam sahibi size “BoşDanışman” dememeli siz de bir halkın iradesini yok sayarak bir ülkenin Başbakanına “Boşbakan” diyemezsiniz.
Kıbrıs Türk halkı iktidarı ile muhalefeti ile iş insanı ile esnafı ile bu tür söylemleri asla kabul etmez.
Beğenelir veya beğenilmez Sn.Üstel bu ülkenin (KKTC) Başbakanıdır.
Danışmanı olduğunuz Sn.Erdoğan’ın da defalarca ağırladığı ve bildiğimiz kadarıyla da desteğini esirgemediği bir Başbakana karşı kullanıldığınız uslüp kabul edilemezdir.
Kıbrıs’ta yaşayan Türklere görüşleri her ne olursa olsun “Rum seviciler” de diyemezsiniz dolaylı veya direk olarak.
1571’den beridir adada varlığını koruyan ve hala varolmak için mücadele veren Kıbrıs Türk halkı her daim Türkiyemizin hak ve çıkarlarını da korumak için bu adada varlıklarını sürdürdü.
Size tarih dersi vermeyeceğim lakin bilinmelidir ki, bir danışman 80 milyonun temsilcisi değildir neticede o da memur.
“KKTC'nin Boşbakanı,hoş konuşmamış boş konuşmuş.İmam efendi,başörtüsü düşmanlığı mı yapmalıymış...Yazık çok yazık,şu Kıbrıs'ı bir türlü Rum'luktan kurtaramadık.”sözlerinize ithafen belirtmek isterim ki, pire için yorgan yakılmaz.
Siz pire için Kıbrıs’ta yaşayan Türkleri yakmaya hazırsınız hoş olmadı.
Kıbrıs Coğrafi bir isimdir içinde yaşayanlar ise Türk ulusunun bir parçasıdır bilin istedim. Ulus tekdir.
İster Kıbrıs’ta yaşayalım, ister TÜRKİYE’de , ister İngiltere, ister, Kanada , ister Almanya nerede yaşıyorsak yaşayalım biz Türküz ve Türklüğümüzle gurur duyarız.
Biz bir avuç Kıbrıs’ta yaşayan Türkler belki de Türkiye’nin bir mahalesi kadar nüfusa sahibiz ama önemimizin farkındayız.
Biz önemliyiz... Türkiye için de önemliyiz Avrupa Birliği için de önemliyiz, İngiltere ve hatta Yunanistan için de önemliyiz.
Adamızın Akdeniz’de bulunduğu konum itibariyle bu topraklardaki varlığımız stratejik öneme sahiptir.
Ve bu stratejik durumu koruyan Türkiye Cumhuriyeti’nin ta kendisidir.
Türk ordusu ada üzerinde bir damla kan dökülmesin, barış ve huzur sağlansın, can ve mal güvenliğimizi güvence altına alsın diye buradadır. Tabi sadece bizim mi?
Hayır Sn.Saral.
Sadece bizim değil. O “Kıbrıs'ı bir türlü Rum'luktan kurtaramadık” söyleminizdeki Rumlar var ya ha işte onların da can ve mal güvenliği Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silah Kuvvetleri’nin teminatı altındadır. Bu teminat da uluslararası anlaşmalarla meşrudur bilin istedim.
Münferit bir imamın söylediklerinden dolayı görevden alınmış olması Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin müslüman olmadığı anlamına gelmediği gibi başörtüsü meselesi de Kıbrıs’ta yaşayan Türkler için tarihinde hiç bir zaman sorun olmamıştır.