Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2025'i "Aile Yılı" ilan etmesiyle başlayan "normal doğum" teşviklerine ilişkin olan paylaşımlar yeşil sahalara da taşındı. Son olarak Sivasspor'un Fenerbahçe ile bugün yaptığı maç öncesi sahaya "Doğal olan normal doğum" pankartıyla çıkması kadın örgütlerinin ve kadın siyasetçilerin tepkisini çekti. Aynı zamanda Türkiye'de nedenSezaryen doğum oranının yüksek olduğu da yeniden gündeme geldi. Türkiye, aralarında Avustralya, Fransa ve ABD'nin de olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) üye 38 ülke içinde, yüzde 62.8 ile en çok sezaryen yapılan ülke. Oysa Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünya genelinde doğumların sadece yüzde 15'i riskli ve acil müdahale gerektiriyor. Konuyu değerlendiren Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof. Dr. Gökçen Erdoğan, "Kadın doğum en çok dava edilen branşlardan. Vajinal doğumda bir sorun yaşandığında doktora 'Neden sezaryene almadın' suçlaması yapılıyor. Bu da doktorda baskı yaratıyor. Dolayısıyla küçük bir risk olduğunda ya da süreç hastanın beklediği gibi ilerlemediğinde hekim, anne ve bebek için en az riskli yöntemi seçiyor, ki bu da sezaryen," dedi.
"Kadınlar vajinal doğuma karşı korkutuluyor"
Hürriyet'ten Fulya Soybaş'a konuşan Gökçen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunu hekimlerin zamansızlığı, çok işi olduğuna bağlamayı doğru bulmuyorum. Daha yeni 24 saat doğum için beklemiş biriyim. Ama şunu söylemek mümkün, biz hekimler, hasta ile karşı karşıya gelmekten çekiniyoruz. Kadın doğum en çok dava edilen branşlardan. Vajinal doğumda bir sorun yaşandığında doktora 'Neden sezaryene almadın' suçlaması yapılıyor. Bu da doktorda baskı yaratıyor. Dolayısıyla küçük bir risk olduğunda ya da süreç hastanın beklediği gibi ilerlemediğinde hekim, anne ve bebek için en az riskli yöntemi seçiyor, ki bu da sezaryen. Yanı sıra toplumda normal doğumun zor ve acılı geçeceğine dair yaygın bir kanı var, kadınlar vajinal doğuma karşı korkutuluyor. Çoğunun doğumla ilgili yeterli bilgi ve ön hazırlığı yok! Hastanelerin alt yapısının eksik olması, ebe sayısının yetersiz olması da cabası."
"Nasıl doğurması gerektiğine doktor, anne ve bebeğin durumuna göre karar verir"
Sezaryen doğumlardaki artışın hem kadın sağlığı hem sağlık sistemi üzerine etkisi bakımından sadece Türkiye'de değil tüm dünyada tartışıldığına dikkat çeken Kadın Doğum Uzmanı Doktor Alptekin Fatih de her doğumun zaten 'normal' doğum olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
"Sezaryen, vajinal ya da epiduralli vajinal, epiduralli sezaryen, suda, evde doğum vs. fark etmez. Her doğum biriciktir. Kimin nasıl doğurması gerektiğine doktor, anne ve bebeğin durumuna göre karar verir. Kullanılan 'normal' ifadesi, bir şekilde çocuğunu sezaryenle kucağına almış kadınlar için inciticidir. Bu söylem, 'Ben iyi bir anne değil miyim?' sorgusuna özellikle de çocuğunun başına bir hastalık geldiğinde, annede 'Benim yüzümden oldu, bağışıklık sistemi yeterince gelişmedi' gibi bir üzüntüye neden olmakta. Sorunuza dönersem, toplumda sezaryenle doğum yaptırdığımızda sanki daha çok kazanıyormuşuz gibi bir algı var. Hayır, kazanmıyoruz. Ancak şu da bir gerçek ki hekimlerin doğum dışında da bakmakla yükümlü oldukları başka hastalar var. Uzun ve yoğun çalışma saatleri sebebiyle bazen zorlanacağını düşündüğü hastalarda hekimler sezaryen planlaması yapabiliyor. Bazen de tam tersi yaşanıyor. İstemeyene zorla 'normal' doğum yaptırmaya çalışan da var. Dolayısıyla bu konu, tüm tarafları ile topyekûn ele alınmalı, farkındalık çalışmaları ise sonuca odaklı olmalı."
Yazının tamamı için tıklayın.