Dark Kadın Polisiye serisinin birinci kitabı raflardaki yerini almaya başladı. Dark İstanbul Yayınları etiketiyle yayımlanan eser, 16 yazarın kaleminden 16 farklı öyküyle polisiye edebiyatına yeni maceralar kazandırıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi raflardaki yerini almaya başlayan eser, Dark İstanbul’un önceki seçkilerinde olduğu gibi polisiye odaklı öyküleri bir araya topluyor. Ancak bu seferki seçkinin diğer kitaplardan en büyük farkı, tamamen kadın yazarlardan oluşması.

Dark Kadın Polisiye Serisinin Birinci Kitabında Yer Alan İsimler

• Yazar-Oyuncu-Çevirmen Ayşe Erbulak
• Senarist Dr. Verda Pars
• Adli Bilimler Uzmanı-Kimyager Doç. Dr. Ümmüye Tüzün
• Milli Kürekçi-Emekli Akademisyen Dr. Hülya Yeltepe Ercan
• Endüstri Mühendisi-Yazar Banu Akeloğlu
• Yazar-Editör Lalehan Bosnalı
• İşletmeci Emine Tırak Şahin
• Senarist Azime Güç
• Sosyal Hizmetler Uzmanı Hanife Demir
• Rehber Öğretmen-Drama Eğitmeni Buket Çetin
• Finans Uzmanı Ayşen Gencer
• Anne Gözde Saydan
• Ekonomist Aydan Aydın İnan
• Çevirmen-Eğitimci Hale Uzun
• Ressam Fulya Ecem
• Sosyolog-Yazar Aşkın Zengin Akkuş

Son olarak Yırtıcı Kuşlar Zamanı romanı ile okurla buluşan ve polisiye edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer alan Ahmet Ümit, yeni seçki hakkında şunları söyledi:

“Sadece dünyada değil, ülkemizde de olması gereken oluyor, kadın yazarlarımız polisiye edebiyatta birer yıldız gibi parlıyor.”

Polisiye roman eleştirmeni ve koleksiyoncusu Erol Üyepazarcı ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kadınların en çok başarı kazandığı edebiyat alanı polisiye edebiyattır. Agatha Christie’nin erişilmez başarısı bunun en güçlü kanıtıdır.”

Çevirmen kimliğinin yanı sıra yazar, eleştirmen olarak da tanınan, polisiye edebiyatına olan ilgisiyle bilinen Sevin Okyay ise şunları söyledi:

“Türk okuyucuya nedense yabancıların polisiye türünde daha iyi olduğu gibi bir yargı hâkim, ancak Türkiye’de çok iyi polisiye yazarları var, hem de kadınlı-erkekli…”

Dark Kadın Polisiye – Birinci Kitap | Arka Kapak Tanıtımı

Tevrat’taki ilk suç hikâyesinde Kabil kardeşi Habil’i katletmişti; Sophokles’in Kral Oidipus’unda oğul bilmeden de olsa babasını öldürmüştü; Shakespeare’in Macbeth’inde derebeyi, ülkenin kralının canını almıştı. Yani bu kadim cinayet hikâyelerinde ölen de öldüren de erkeklerdi.

Edebiyatın ilk dedektifi C. Auguste Dupin, Edgar Allen Poe tarafından; dünyanın en tanınmış kurgusal karakteri Sherlock Holmes ise bilindiği üzere Arthur Conan Doyle gibi erkekler tarafından kaleme alınmıştı.

Bütün bunlara rağmen bendeniz cinayet romanları yazmanın kadın düşünme biçimine daha yakın olduğunu düşünürüm. Çünkü kadınların ayrıntıları görebilme yeteneği çok daha gelişkindir. Aynı zamanda verileri doğru değerlendirebilecek sağduyuya ve gizemli olanı çözümleyecek zekâya sahiptirler.

Polisiye Edebiyat Pantheonu’nda en yüksek zirvelerden birine sahip olan Agatha Christie bu düşüncemin en somut kanıtıdır. Agatha Christie’nin hemen yanına, suç edebiyatına yepyeni bir soluk getiren büyük usta Patricia Highsmith’i de eklemezsem haksızlık yapmış olurum. Ve elbette dünyadaki onlarca başarılı kadın yazarı…

Ama sadece dünyada değil, son zamanlarda ülkemizde de olması gereken oluyor, kadın yazarlarımız polisiye edebiyatta birer yıldız gibi parlıyor. Yazdıkları romanlarla hikâyeler suç edebiyatımızın oluşumunda belirleyici rol oynuyor, her geçen gün daha çok ilgi görüyor. Bu hakikati anlamak için, elinizde bulunan kitaptaki kadın yazarlarımızın hikâyelerini okumak yeterli.

Toplamda 312 sayfadan oluşan eser, Mart 2025 itibarıyla raflardaki yerini almaya başlamış durumda.

Yeni polisiye seçkisi hakkındaki fikirlerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.