Kutlu Ay’dan özür! - Rahim Er - Haber 7

Aradaki geçici ateşkes ve rehine ve esir takası mutabakatına rağmen soykırımcı katil İsrail, bu defa da dönüp FİLİSTİN DEVLETİ’nin Batı Şeria bölgesinde vahşi katliamlar yaparak, çocuk, kadın ve sivilleri öldürmekte…

Katiller, bundan beterini işliyorlar. Zalim İsrail, barbar Netanyahu ve pervasız Trump yüzünden Filistin’in iki milyona yakın insanın yaşadığı Gazze şeridi bölgesine Türkiye başta olmak üzere vicdanlı ülkelerden gelen yardımlar da engel çıkarıldığı için ihtiyaç sahiplerine ulaşamıyor. Gıda, ilaç, kışlık kıyafet ve hayatın idâmesine yarayacak ihtiyaç malzemelerinin çilekeş Gazzeliye ulaşmasına izin verilmiyor. Bu gaddarlıktan dolayı bebekler, son günlerde arka arkaya soğuktan donarak ölmekteler. 7 Ekim 2023’ten beri diğer sebeplerle ölen bebek ve çocuk sayısı ise 20 bine yakın…

Evet; ne yazdığımızın farkındayız:

8 milyarı aşan dünyanın görmeyen gözü önünde, 2 milyar Müslümanın tasasız bakışları altında kış şartlarındaki Gazze’de bebekler, o günahsız yavrular, soğuktan buz kesmekte; donarak ölmekteler!

O bebeklerin zavallı analarının ciğeri yanmakta, hayatta kalmışsa babaları yıkılmakta, olağan haberdar olan vicdanlı insanlar, gözyaşı dökmekteler.

Tekrar etme mecburiyetindeyiz:

Ortada bir ateşkes var fakat İsrail, bu ateşkesi ve esir iade muamelesini ikide bir ihlal ederek olmadık zorluklar çıkarmakta. Bundan da daha felaket olanı Gazze’ye yardım götüren araçların girişine izin verilmediğinden incecik giysiler içindeki bebekler sapır sapır donarak ölmekteler.

Bu korkunç mezalim yaşanırken tedaviye muhtaçlığı her hâlinden belli Trump, yapay zekâyla Gazze’yi vur patlasın çal oynasın şaklabanlığında berbat çizimli bir tatil beldesi olarak göstermekte.

Yukarıda yazdığımız ve yazdığımızın üzerinden bir defa daha geçtiğimiz bu görülmemiş mezalim, bu vahşet, cinayet ve palyaçoluklardan da ibaret değil. Ramazan ayı başlarken Siyonist İsrail, bu defa da Müslümanların Kudüs-i Şerif’e girip ibadet etmelerine mâni olmak maksadıyla yaş sınırlaması, yol kesme, polis şiddeti… gibi türlü zorbalıklar çıkarıyor. Câmie gitmenin engellenmesi hangi mantık ve gerekçeyle izah edilebilir? Belli ki asker kılıklı Siyonist terörist, bu ramazanda da ilk kıblemize postal ve silahıyla girip ibadet eden kardeşlerimizi darbedecek ve onları hırpalayacaktır!

Öyle ise…

Gazze’de bebekler, zulümden, soykırımdan, açlıktan veya donarak ölür ve bu bebek ve çocuk ölümleri devam da ederken biz, şu denî dünyanın Müslümanları, hangi yüzle kutlu ay ramazanı karşılıyor, hangi rahatlıkla kıbleye yöneliyor, hangi hakla en zor şartlarda bile “Ümmetim!.. Ümmetim!” demiş Sevgili Peygamberimizden -aleyhi’s selaâm- şefaat umuyoruz???!!!

Kutlu Ay’dan özür, merhametlilerin en merhametlisi yüce Allah ile varlık sebebimiz olan Kâinatın Efendisinden af dileriz…

Zekâi’nin Sâmi Efendi’nin hüsn-i hat levhasında yer alan o meşhur tazarruunu, yalvarışını bu def’a ferden değil de ümmet olarak cem’an; topluca söylemeliyiz:

-Garîk-i bahr-i isyânım şefaat yâ Resûlallah/İsyan denizine batmışım, imdat et ey Allah’ın Resûlü…

Peygamberler Peygamberi, acıları paylaşmaya dair Buharî’de yer alan mübarek hadislerinin girişinde şöyle buyururlar:

-Birbirine karşı muhabbet ve merhamette mü’minler, bir vücut gibidir (…)
Öyle ise Gazze utancı karşısında titremeyen, bebeği soğuktan donarak ölen annenin acısını kalbinin tâ merkezinde duymayan bir Müslüman nasıl olur da hiçbir şey yokmuş gibi açlık talimi yaparcasına kendinden memnun günleri tüketir? Mükellef sonralara kurulur? Umreyi turistik geziye çevirir?

Derdi olanı tebrik ederiz! Derdi olmayan, insan mıdır?!.
Allah’ım!..

Yâ erhame’r rahîmin;

Şarkî Türkistan için, Arakan Müslümanları için, Kırım için, esaret ve işgal altındaki kardeşlerimiz için, Filistin ve bilhassa ve bilhassa Gazze için üzüntülere gark olan, uykuları kaçan, gözyaşı döken, sana el açan, yardım eden, meydanlara dökülen kullarından hak üzere îmânı olanların namaz, oruç ve hayrlarını kabul buyur, derecelerini yükselt. Gazze için kış-soğuk demeden sokaklara dökülen, tartaklanmalara aldırmadan Gazze’ye ses olan merhametten nasipli kullarından gayrimüslimlere de imân ve hidayet lutfeyle, Müslimi ve gayrimüslimiyle bu insanların hepsini cennet ve cemalinle mükâfatlandır; A’râf Suresi 155. Âyet meâlinden öğrendiğimizle niyaz ile de “İçimizdeki gâfiller yüzünden bizi helâk eyleme…”

On bir ayın Sultanı, mübarek ve mukaddes Ramazan-ı şerîfin her günü, her saati, her dakikası, her saniyesi ve her lahzası şuur, idrak, dikkat, rikkat ve mes’uliyet sahibi cümle Müslümanlara mübarek olsun…

Ey Kutlu Ay:

Yüzüne bakacak hâlimiz olmasa da Müslüman gibi Müslüman olan ecdadın sözleriyle seni istikbal ediyoruz:
 

-Hoş geldin yâ Şehr-i Ramazan!..

Rahim Er / Türkiye Gazetesi