Geçtiğimiz hafta şarkıcı Sinan Akçıl'ın kamuoyu ile paylaştığı bir olay hepimizi derinden sarstı. Akçıl, Belaruslu Olga adlı yardımcısının 5 aylık yeğenini kaybettiğini açıkladı. Anne, bebeğini küvete koymuş ve instagramda video izlemeye dalmış. Tam iki saat sonra bebeğini küvette unuttuğu aklına gelmiş. Banyoya gittiğinde bebeği için artık çok geçmiş. Bebek korkunç bir şekilde hayatını kaybederken, ardında da yıkılmış bir aile, ağlamaktan kör olan bir babaanne ve artık vicdan azabıyla yaşayacak bir anne kaldı. Ancak hepsine sebep olan bir annenin sosyal bağımlılığı oldu.
İşin boyutlarını düşünün, sosyal medya bağımlılığı yetişkinler arasında öyle bir hal aldı ki, artık bebeklerinin ölümüne bile sebep olmaya başladı. Biz de bu olay üzerinden yola çıkarak yetişkinler arasında sayısı giderek artan ekran bağımlılığını mercek altına aldık.
Psikologlara gelen vaka örnekleri arasında benzer durumların olduğunu gördük. Sosyal medyaya dalıp çocuğunu okuldan almayı unutanlardan çocuğunu otobüste bırakanlara, online kumar bağımlılığı sebebiyle ailesi dağılanlardan kaza geçirip engelli kalanlara kadar sayısız vaka var. Uzmanlar ise uyarıyor: Yetişkinler bağımlı oldukları kabul etmiyor. Ekranı ise çoğu sorumluluklarından kaçış yeri olarak görüyor. Anne ya da baba, farkında olmadan ekranın başında geçirdiği süreyi "dinlenme" ya da "sosyalleşme" olarak meşrulaştırıyor. Oysa bu süre zarfında çocukla kurulamayan göz teması, ertelenen sorular, duyulmayan seslenişler; çocuğun duygusal gelişiminde önemli kırılmalara neden olabiliyor.
Esra Ezmeci / Uzman Psikolog
Türkiye'de yaşanan klinik vakalar
Giderek dijitalleşen dünyada, çocukların en büyük ihtiyacı hâlâ aynı: Gerçek ilgi, sevgi ve güven. Telefonun ekranında değil, çocuğun gözlerinde kaybolmak gerekiyor. Çünkü ekranın arkasındaki dünya ne kadar renkli görünürse görünsün, gerçek hayatın sesi, çocukların kalbinden gelir.
Küvette unutulan bebek Birkaç dakikada faciaya döndü
Bir anne, banyoda yıkanmakta olan 2 yaşındaki bebeğini, "sadece birkaç dakikalığına" telefonuna bakmak için bırakmıştı. Göz atmak istediği birkaç sosyal medya bildirimi, farkında olmadan 10 dakikaya uzandı. O esnada çocuk, suyun içinde kayıp gitti. Fark edildiğinde artık çok geçti. Bu olay, sosyal medya bağımlılığının en trajik sonuçlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Parkta kaybolan çocuk Annesi telefonuna bakıyordu
Kalabalık bir şehir parkında oyun oynayan 4 yaşındaki çocuk, annesi bankta oturmuş Instagram'da gezerken kayboldu. Güvenlik kameralarına göre çocuk, 15 dakika boyunca tek başına dolaştıktan sonra bir ağacın arkasına saklanmıştı. Neyse ki bir görevli fark edip durumu polise bildirdi. Anne, ifadesinde "sadece bir hikâyeye bakıyordum" dedi.
Çocuk evde tek başına Baba markette sosyal medyada
Bir baba, "sadece birkaç dakikalığına" markete gitmek için evden çıktı. Evdeki 5 yaşındaki çocuğu ekran karşısına bırakmış, ken- kendince güvende olduğunu düşünmüştü. dince Market sırasında sosyal medya bildirimlerine daldı, bir arkadaşının paylaşımına yorum yaptı, birkaç video izledi. Eve döndüğünde çocuk kapıyı içeriden kilitlemiş ve babası gelmeyince ağlamaya başlamıştı. Bu olay sonrasında çocukta ayrılık ank-anksiyetesi gelişti.
Unutmamalı ki bir çocuğun gözün-gözünden silinen bir bakış, sadece o anı den değil, bir ömrü eksiltir. Ekrana gömülen her yetişkin, arkasında sessizce büyüyen bir yalnızlık bırakır. Çünkü çocuklar beklemez; ihmal edildiklerinde susar, ama içlerinde bir şeyler hep ek-eksik kalır. sik O yüzden artık dur-durmak, ek- mak, ekranı değil ranı çocuğun gözlerini seç-seçmek gerekiyor. mek Çünkü bir gün, o çocuk da büyür... ama gözünün önün- önündeyken görmeyeni bir daha deyken arkasına bile bakmadan terk eder.
Annem telefonunu benden daha çok seviyor
8 yaşında bir çocuk, dikkat eksikliği ve öfke problemleri nedeniyle terapiye getirildi. Seanslar sırasında çocuk şu ifadeleri kullandı: "Annem hep telefonundaydı. Beni hiç duymuyordu. Onu güldüren tek şey TikTok'tu. Ben hiç komik olamadım" Bu cümleler, bir çocuğun duygusal dünyasında açılan derin boşluğun sessiz çığlığı gibiydi.
Yemek yaparken büyüyen alevler Sosyal medyada tarif bakıyordum
Bir anne, akşam yemeğini yaparken telefondan tarif videosu izlemeye başladı. Ancak algoritma onu farklı videolara sürükledi, zaman kavramı yitip gitti. O esnada ocakta yağ alev aldı. Olay büyük bir yangına dönüşmeden müdahale edildi, fakat evde küçük çocuk da bulunuyordu. Bu olaydan sonra anne panik atak geçirmeye başladı ve psikolojik destek aldı.
Gökhan Ergür/ Psikoterapist
Aileler ekranı kaçış olarak meşrulaştırıyor
Online kumar bağımlılığını babadan görüyorlar
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırsa da kontrolsüz kullanımı bireysel ilişkilerimizi ve aile dinamiklerimizi ciddi bir biçimde tehdit edebiliyor. Sosyal medya platformları ve ekran karşısında geçirilen süre, artık yalnızca çocukları değil, yetişkinleri de ciddi anlamda etkileyen bir bağımlılık hâline gelmiş durumda. Bu durumun en çok hissedildiği yer ise evlerimiz; yani çocukların, ilgiye ve rehberliğe en çok ihtiyaç duyduğu alan.
Terapi süreçlerimde son yıllarda sıklıkla karşılaştığım tablo şu: Anne ya da baba, farkında olmadan ekranın başında geçirdiği süreyi "dinlenme", "kaçış" ya da "sosyalleşme" olarak meşrulaştırıyor. Oysa bu süre zarfında çocukla kurulamayan göz teması, ertelenen sorular, duyulmayan seslenişler; çocuğun duygusal gelişiminde önemli kırılmalara neden olabiliyor. Birçok çocuk, ebeveyninin fiziksel olarak yanında olsa da zihinsel olarak erişilemez olduğundan yakınıyor. Ebeveynin ekran başındaki varlığı, çocuğun "görülmeme" hissini artırıyor. Bu durum da çocukta davranışsal sorunlardan dikkat eksikliğine, öfke problemlerinden içe kapanmaya kadar geniş bir yelpazede olumsuz etkiler doğuruyor. Dahası, çocuklar model alarak öğrenir. Sürekli ekrana bakan bir ebeveynin çocuğu, ekranı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak kodlar. Ekran bağımlılığı nesilden nesile sessizce aktarılır hâle gelir.
Bazı ailelerde çocukların ekran bağımlılığı için yardım istenirken, sürecin asıl kaynağının ebeveyn davranışları olduğu görülüyor. Sorunun çözümüne yönelik ilk adım ise farkındalık. Ebeveynin kendi ekran süresiyle yüzleşmesi ve sınır koyma becerisi geliştirmesi, çocuğa da sağlıklı bir dijital denge modeli sunar.
Yine ne yazık ki son dönemin en büyük bataklıklarından birisi olan online kumar bağımlılığına yakalanan gençlerin bu tür kumar uygulamalarını ilk kez babasının telefonunda gördüklerini de biliyorum.
AİLE BAĞLARINI GÜÇLENDİRMEK ŞART
Anne-babaların ekranla olan ilişkisini nasıl dengelemesi gerektiğine dair bilgileri Psikoterapist Gökhan Ergür'den aldık:
Yelda Tan / Psikiyatrist
Yetişkinler bağımlı olduğunu kabul etmiyor
Telefonu araba kullanırken ya da yolda yürürken kullanması sebebiyle kaza geçiren, bu nedenle sakatlanan ya da hayatını kaybeden, iş hayatında sürekli internette zaman geçirmesi nedeniyle iş ortamında sorunlar yaşayan ve işini kaybeden, ev işlerini aksatan, yemeği ocakta unutan, çocuğuyla ilgili sorumlulukları unutan (çocuğu okula götürme veya okuldan alma gibi), aşırı ihmalkar davranan bu nedenle çocuğun her açıdan ihmal ve istismarı ile sonuçlanabilecek davranışlar sergileyen erişkinlerin sayısı günümüzde azımsanmayacak düzeydedir.
Burada tüm çabanın bağımlılık oluşmadan engellemeye Erişkin bağımlılığında dışarıdan müdahale etmek genellikle daha zor olabilmektedir. Kişi bağımlı olduğunda çoğu zaman bu durumu yadsımaktadır ve sorun olmadığını söylemektedir. Ancak yine de yakın çevrenin bu durumla ilgilenmesi, kişiye farkındalık kazandırılması, ekran başında geçirilen sürenin kısaltılması ve başka ilgi alanları oluşturulmaya çalışılması ve eğer kendisini ya da ailesini, yakınlarının zarar görmesine yol açacak davranışlar varsa aile büyükleri başta olmak üzere kişiye destek olunması gereklidir.
Erişkin bir kişi sadece kendisine değil etrafındaki kişilere karşı da birçok sorumluluk taşımaktadır. Bir erişkin her şeyden önce kendi çocukları, yakın çevresi için rol model olduğunu unutmamalı ve kendi davranışlarının çocuk tarafından da benimsenebileceğini bilmeli ve bu sorumlulukla hareket etmelidir. İnternet bağımlılığı en başta kişiyi ailesinden, sosyal çevresinden uzaklaştırmakta, kendi bakımını ve bakmak zorunda olduğu kişilerin bakımını aksatmalarına iş performansını düşürmekte, işten çıkmaya, maddi kayıplara, dikkat, hafıza sorularına, öfkeli, kaygılı, depresif duygu duruma yol açabilmektedir.
Ancak kişi aşırı internet kullanımı ve bunun zararlı sonuçlarına rağmen hiçbir önlem almıyor, ekran süresini azaltmıyor, iş, aile, sosyal yaşam sorunları yaşıyor, fiziksel ve ruhsal sağlığı artık kötüye gidiyorsa daha fazla geç kalmadan profesyonel destek almak için psikiyatri uzmanına başvurması gerekmektedir.
Tuğçe Betül Şenel / Psikolog
Zaman algısını bozuyor
Sahada karşılaştığımız en çarpıcı örneklerden biri, ekran bağımlılığı nedeniyle çocuklarını okuldan almayı unutan, önemli toplantılarını kaçıran, yolculuk ederken ekrana dalarak otobüste çocuğunu unutup inen ebeveynlerin sayısındaki artış.
Bu tür durumlar artık nadiren yaşanan istisnalar olmaktan çıkmış, gündelik hayatın dikkat çekici bir sorunu haline gelmiştir. Ebeveynler ekran başında zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyerek, çocuklarının güvenliğini tehlikeye atabilmekte, eğitim sürecindeki sorumluluklarını ihmal edebilmektedir. Aynı şekilde, okul toplantılarını, veli görüşmelerini kaçırmak sadece idari bir sorun değil; çocuğun gelişim sürecine olan ebeveyn ilgisinin zayıfladığına dair ciddi bir göstergedir.
Sürekli bildirimlerle bölünen odaklanma, sosyal medya akışlarında kaybolma hali ve bitmek bilmeyen içerik tüketimi, zihinsel olarak sürekli bir meşguliyet yaratır. Bu meşguliyet, bireyin zaman algısını bozabilir.
Psikolojik olarak bakıldığında, ekran bağımlılığı bir kaçış mekanizması olabilir. Kimi zaman yoğun stres, kimi zaman yalnızlık ya da tatminsizlik duyguları, bireyleri dijital dünyaya sığınmaya itiyor. Ancak bu geçici rahatlama hali, uzun vadede bireyin hem kendi yaşam kalitesini hem de çevresindekilerin hayatını olumsuz etkileyebiliyor.
Ekran bağımlılığı, bağımlılık türleri arasında en kolay normalleştirilen fakat en sinsi şekilde ilerleyenlerden biridir. Çünkü toplum olarak teknoloji kullanımını "zorunluluk" ya da "güncellikten kopmama" bahanesiyle meşrulaştırıyoruz. Ancak çocuklarının okulda unutulması gibi olaylar, artık bu alışkanlığın masumiyetini sorgulamamız gerektiğini gösteriyor.
Bu noktada yapılması gereken ilk şey, teknolojiyle olan ilişkimizi gözden geçirmek ve dijital farkındalık geliştirmektir. Ebeveynler olarak ekran süresini sınırlamak, bildirimleri kapatmak, gün içinde "ekransız zaman dilimleri" oluşturmak ve öncelikleri tekrar yapılandırmak hem kendi ruh sağlığımız hem de çocuklarımızın sağlıklı gelişimi açısından hayati önem taşımaktadır.
Unutmayalım ki, çocuklar en çok gördüklerini öğrenirler. Sürekli ekranlara gömülmüş, temel sorumluluklarını unutan bir ebeveynin davranışları, çocukta da benzer alışkanlıkların temellerini atar.
Sinan Akçıl / Sanatçı
Babaanneye geçici körlük tanısı kondu
Ünlü şarkıcı Sinan Akçıl, yanındaki çalışanı Olga'nın yeğeni Varya'nın ölüm haberiyle sarsılmıştı. Geçtiğimiz hafta bu acı olayı, 'Yaklaşık 4 yıldır bizimle evde çalışan, artık aile gibi olduğumuz 'Olgamız'ın annesinin 5 aylık torunu 'Varya' korkunç bir "Instagram" kazası ile hayatını kaybetti. Çocuğunu küvete koyan gelin, Instagram'a dalıyor ve 2 saat sonra bebek aklına geliyor. Zavallı Varya hayatını kaybetti, haberi alan anneanne de kalp krizi geçirdi. Instagram ve ya sosyal medya bağımlılığı artık çok ciddi bir hastalıktır. Aklını başına alsın herkes lütfen...' ifadeleriyle duyurmuştu.
Akçıl son bir hafta yaşanan olayları ve yeni gelişmeleri Günaydın'dan İlker Gezici'ye şöyle aktardı: "Yaklaşık 4 yıldır benimle çalışan artık aile gibi olduğumuz Olga'mızın 5 aylık yeğeni Varya maalesef acı bir olayla hayatını kaybetti. Bizim bunu öğrenmemizin üstünden bir hafta geçti. Zaten bebeği mezara gömdükten sonra bize haber verdiler. Çocuğunu küvette unutmuş bir anne artık hayat ona nasıl ağır gelir düşünebiliyor musunuz? Olay kaza olarak tutanaklara geçti, gelini serbest bıraktılar. Olaydan ben de çok kötü etkilendim, psikolojim bozuldu. Sanki kendi akrabalarımdan biri vefat etmiş gibi kötü hissettim. Olga birkaç gün gelmedi. Minsk'e gidecekti annesinin yanına ama vazgeçti. Annesi olaydan sonra fenalaşıp hastaneye kaldırılmıştı. Kalp krizi geçirdiği öğrenilmişti. Hatta felç kalma riski vardı. Neyse ki onun durumu iyi. Kardeşleri Olga'ya gelmene gerek yok demişler. O da memleketine gitmedi ama bu kez Varya'nın babaannesi görme yetisini kaybetti. Kadın öğretmen ve bu olayın etkisiyle gözleri görmüyor şu an. Geçici körlük tanısı kondu. Doktor ona bir ay sonra tekrar bakarız demiş. Bu olay kamuoyunda da büyük farkındalık yarattı. Kaç gündür telefonum susmuyor. Bütün televizyonlarda haber kanallarında sosyal medya bağımlılığı konuşuluyor. Böyle acı bir olayla gündeme gelmek istemezdim, atlatacağız bir şekilde ama gerçekten başka canlar yanmasın, herkes dikkatli olsun. Dünya Sağlık Örgütü tarafından sosyal medya bağımlığının hastalık kapsamına alınmasından yanayım. Çok önemli bu.
ACI BİR DERS OLDU SOSYAL MEDYAYI BIRAKTI
Akçıl'ın yardımcısı Olga ise şunları söyledi: 'Ben gelini sadece bir kere gördüm. Çok tanımıyorum. Ama daha önce hiç böyle bir olay yaşamamış. Yani telefona dalıp ütü veya yemek unuttuğunu bilmiyorum. Öyle bir olay yaşanmamış. Her gün Instagramdaydı, ne zaman yemek yapıyor ne zaman bebek bakıyor diye söyleniyordum. Bu kazadan sonra gelin, sosyal medya hesabını kapattı. Ona acı bir ders oldu. Elinde tek Daniel kaldı, onunla ilgileniyor. Yüreğimiz yandı. Benim sosyal medyayla çok aram yok. Sadece Sinan'a bakıyorum."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.