İstanbul Jandarma Komutanlığı ekipleri, 1 Ocak 2023'te Sancaktepe'de ormanda elleri ve ayakları bağlanıp, külotlu çorapla boğulmuş halde kimliği belirsiz erkek cesedi bulunduğu ihbarını aldı. Jandarma olay yeri inceleme ekipleri, mantar toplamaya çıkan ailenin fark ettiği cesedin parmak izinden kimliğinin Semih Sevim'e ait olduğunu belirledi. İlk incelemenin ardından, ailesiyle irtibat kuruldu ve Sevim'in, Tokat'ta ikamet ettiği, ancak kendisinden haber alınmadığı için kayıp ihbarında bulunulduğu tespit edildi.

Semih Sevim'in İstanbul'da görüştüğü kişilerin ifadeleri, kullandığı sosyal medya hesapları ve plaka tanıma sisteminden (PTS), öldürülmeden önceki iletişim ve hareket trafiği belirlendi. Olayda şüphesi olduğu değerlendirilenlere yönelik 4 ayrı adreste eş zamanlı arama yapan jandarma ekipleri, Sevim'in eski kız arkadaşı Seçil Çiftçi'nin çelişkili ifadelerinden şüphelendi. Ekipler, sosyal medya hesaplarından Sevim'i tehdit ettiği belirlenince, evinde uyuşturucu da bulunan Çiftçi'yi gözaltına aldı.

İTİRAF ETTİ

Seçil Çiftçi, ifadesinde eski erkek arkadaşı Semih Sevim ile ayrıldıklarını, ancak kendisini rahatsız etmeye devam ettiğinden, aralarında çıkan kavgada öldürdüğünü, sonra cesedi babası Cemal Çiftçi ile birlikte Sancaktepe'de ormana bıraktıklarını itiraf etti. Seçil Çiftçi ve ve Cemal Çiftçi hakkında "Tasarlayarak öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle, İstanbul 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın karar duruşmasında, Seçil Çiftçi "ağırlaştırılmış müebbet', babası Cemal Çiftçi ise "müebbet" hapis cezasına çarptırıldı.

HAPİS CEZALARINI ONADI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi, 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin Seçil Çiftçi'ye verdiği "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" ve baba Cemal Çiftçi hakkındaki "müebbet" hapis cezalarını onadı.

İDDİANAMEDE NELER YER ALMIŞTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1 Ocak 2023'te Sancaktepe Sazak Çeşme Mesire Yeri yakınlarında kimliği tespit edilemeyen bir kişinin ölü bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı, ölen kişinin daha önce hakkında kayıp ihbarı bulunan Semih Sevim (40) olduğunun tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, müşteki olarak ifadesine başvurulan Sevim'in kardeşi Sebile Selvitopu'nun, "Kardeşim 22 Aralık 2022’de Tokat'tan İstanbul'a gitti. Seçil Çiftçi isimli kişiyle karşılıklı birbirlerini tehdit etmeleriyle ilgili davalarının duruşması vardı. Kardeşimle en son eşim telefonda 27 Aralık'ta konuştu." dediği aktarıldı.

Sevim'in yeğenleri ve eniştesinin de ifadesinin alındığı bildirilen iddianamede, ifadelere göre sanık Seçil Çiftçi'nin Sevim'den para ve dizüstü bilgisayar istediği, Sevim'in ise bunları yazışma ve ses kaydı olarak delillendirmeye çalıştığı kaydedildi.

İddianamede, soruşturma dosyasına giren yazışmalara göre sanık Seçil Çiftçi'nin Sevim'e, "Ölümün benim elimde, seni vurduracağım. Senin kafanın kesildiğini paylaşacağım, ısrarla belirtmek isterim ki bu şahsın yaklaşık 5 senedir tehditlerine maruz kaldım, hep beni ailemle tehdit etti. Şu p... öldüreceğime yemin ediyorum, seni öldüreceğim. Paşa paşa da cezasını yatacağım, seni vurduracağım." şeklinde mesajlar gönderip sosyal medya paylaşımları yaptığı anlatıldı.

Sevim'in de sanığın anne ve babasına "Kızınız ile konuşun, benden uzak dursun." diye mesaj attığı aktarılan iddianamede, sanık baba ile kızın savunmalarına yer verildi.

İddianamede, şarkıcı olan sanık Seçil Çiftçi'nin, bir dönem arkadaş oldukları Sevim'in kendisini takıntı haline getirdiğini, duyguları karşılıklı olmadığı için aralarına mesafe koyduğunu hatta Sevim hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını söylediği ifade edildi.

Çiftçi'nin uzaklaştırma kararının olay tarihinden 1,5 ay önce sona erdiğini, sanık tarafından rahatsız edilmeye başlandığını anlattığı savunmasında, Şişli'de ikamet ettiği adresten Beylikdüzü'ne taşınmak için yeni bir ev tuttuğunu, 28 Aralık 2022 gecesi Sevim'in ısrarlı araması üzerine görüşme talebini kabul ettiğini, Şişli'deki evde görüştüklerini söylediği kaydedildi.

Eve gelen Sevim'in kendisine tokat atması üzerine boğuşmaya başladıklarını söyleyen sanığın, "Bu sırada Semih'in elinden bıçağın düştüğünü gördüm. Elime ne gelirse Semih'e vurmaya başladım. Bardakla, cam şişeyle ve kırık sandalye ayağıyla Semih'e vurdum. Semih koltuğa düştü. Doğrulmaya çalıştığı sırada sopa ile tekrar vurdum. Bu kez yere düştü. Evin içerisinde bulunan yakınımdaki külotlu çorabı alarak yerdeki Semih'in boğazını yaklaşık 1,5 dakika sıktım ve nefessiz kalınca öldüğünü anladım." ifadelerini kullandığı aktarıldı.

Anne ve babasının, taşınmasına yardım etmek amacıyla Tekirdağ Çorlu’dan araçla yola çıktıklarını, olaydan 40 dakika sonra eve geldiklerini kaydeden sanığın, babasına olayı anlattığını, Sevim'in cesedini battaniyeye sarıp babasının aracıyla Şile yolundaki ormanlık alana bıraktıklarını, cesedi taşırken el ve ayaklarını olayda kullandığı külotlu çorapla bağladıklarını söylediği belirtildi.

Sanık baba Cemal Çiftçi'nin (58) de ifadesinde, olay günü eve gittiklerinde salonun ortasında, kanepenin dibinde yerde yüzüstü yatan bir kişiyi gördüğünü, kızının telefondan bu kişinin kapısına dayandığına dair videoyu gösterip "Ben bunu yapmasam bu beni öldürecekti." dediğini söyleyerek cesedi battaniyeye sarıp araca yüklediklerini anlattığı kaydedildi.

İddianamede, Seçil Çiftçi'nin annesi, Parkinson hastası Asiye Çiftçi’nin olay günü Şişli'deki eve gittiği, diğer iki sanık kendisinin cesedi görmediğini söylese de Sevim'in cesedini gördüğü, cesedin ormanlık alana bırakılması sırasında sanıkların yanında bulunduğu ve bu şekilde cinayet olayından haberdar olduğu değerlendirildi.

Anne hakkında "Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz." maddesi gereğince takipsizlik kararı verildiği bildirildi.

İddianamede, sanık baba her ne kadar eve gittiğinde kızının Sevim'i öldürmüş olduğunu söylese de HTS kayıtlarına göre olayın yaşandığı saatten önce olay yerinde olduğunun tespit edildiğine dikkati çekilen iddianamede yer alan otopsi raporuna göre, Semih Sevim'in ölümünün genel beden travmasına bağlı yüz, kafatası ve ekstremite kırıklarıyla birlikte beyin kanaması ve bağla boğma sonucu meydana geldiği, bu tespitler ışığında sanık Seçil Çiftçi'nin tek başına tespiti yapılan yaralanmalara sebebiyet veremeyeceği ve babasıyla birlikte maktulün ölümüne neden olan fiilleri gerçekleştirdikleri yönünde kanaat oluştuğu vurgulandı.

Olayın ardından tutuklanan Seçil Çiftçi ve babası Cemal Çiftçi'nin "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istenmişti.