Eksik Doğan Yasa: Geri Çekilen İklim Kanunu ve Türkiye İçin Önemi

Şubat ayında Çevre Komisyonu’nda kabul edilmesinin ardından eksiklikleri nedeniyle geniş çevrelerce eleştirilen İklim Kanunu Teklifi 15 Nisan 2025 tarihinde komisyona geri gönderildi. 

Peki bu Kanun nedir? Neden yürürlüğe konulması gerekmektedir ve ne gibi eksiklikleri bulunmaktadır?

İklim Kanunu Nedir?

İklim Kanunu, bir ülkenin ya da Avrupa Birliği (AB) gibi bir birliğin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bağlayıcı hedefler ve kurallar belirlediği bir yasal düzenlemedir. 

İklim Kanunu sadece Türkiye’nin gündeminde olan bir konu değildir. Bugün AB ülkelerinin dışında Kanada, Kazakistan, Güney Kora, Rusya gibi çok sayıda ülkede iklim kanunları yürürlüktedir.

Türkiye’nin İklim Kanunu Teklifinin 1. Maddesinde Kanunun amacının yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmek olduğu belirtilmiştir. 

Net Sıfır Emisyon Nedir ve Neden Önemlidir?

Net sıfır, atmosfere salınan sera gazlarının, atmosferden çıkarılan sera gazlarıyla dengelendiği durumu ifade eden bir terimdir [1]. Net sıfır hedefine ulaşılması, çevre sorunları için kritik bir öneme sahiptir.

Çevre sorunların ürkütücü boyutlara ulaştığı ve doğa ve canlılar açısından bir tehdit oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 1880'de kayıt tutmaya başlanmasından bu yana yapmış olduğu sıcaklık ölçümlerinde her yıl bir önceki yılı geride bırakacak şekilde sıcaklık rekorlarının kırıldığını ortaya koymaktadır [2]. NASA bilim insanlarına göre, “Isınma eğiliminin nedeni, insan faaliyetlerinin atmosfere büyük miktarda sera gazı salmaya devam etmesi ve bu durumun gezegen üzerindeki uzun vadeli etkilerinin de sürecek olmasıdır.” [3]

Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1,5°C kritik sınırı üzerinde durmaktadır. Zira bu sınırın aşılıp 2°C sıcaklığa ulaşılmasının insanlar, doğal yaşam ve ekosistemler için hayati riskleri bulunmaktadır [4].

Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası için durum daha da kritiktir. Zira bu bölge, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en hassas bölgelerden biridir. Çevre ve İklim Değişikliği Akdeniz Uzmanları Ağı Raporu’na göre, Akdeniz bölgesi dünyadaki diğer bölgelere göre %20 daha fazla sıcaklık artışına maruz kalmaktadır. 2040 yılına kadar Akdeniz'deki sıcaklık artışının 2,2 santigrat dereceye ulaşacağı tahmin edilmektedir [5].

Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için sera gazı emisyonlarının en geç 2025'ten önce zirveye ulaşması ve 2030'a kadar %43 oranında azalması gerektiği belirtilmektedir [6].

Paris Anlaşması ve AB Girişimleri

Çevre sorunlarına çözüm bulunabilmesi için uluslararası düzeyde çeşitli anlaşmalar yürürlüğe konulmuştur. Bu anlaşmaların en önemlilerinden biri de Paris Anlaşması’dır.

Paris Anlaşmasının ana amacı; “küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 2°C’nin altında tutmak” ve “sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C ile sınırlandırmaya yönelik çaba göstermektir.” [7].

Anlaşmada, taraf ülkelerin, küresel iklim eylemlerine mümkün olduğunca kendi çabaları doğrultusunda katkı sağlamaları öngörülmüş ve Anlaşmanın ana amacına ulaşılabilmesi için yürütmüş oldukları faaliyetleri içeren Ulusal Katkı Beyanlarını her 5 yılda bir sunmaları istenmiştir.

Türkiye Paris Anlaşması gereği sunmuş olduğu beyanlarında emisyonlarını azaltmak yerine daha düşük bir hızla artırmayı beyan etmiştir [8]. Türkiye senaryosuna göre emisyonlarını en geç 2038 yılında tepe noktasına ulaştırma niyetindedir [9]. Yani mutlak azaltım ancak 2038 yılından sonra başlayabilecektir. 

Öte yandan AB çevreyi korumak için vermiş olduğu mücadelesini uzun yıllardır kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Son olarak AB, 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Avrupa'yı 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşan ilk kıta haline getirme amacını ortaya koyduktan sonra bu hedefini yasal zemine oturtmak amacıyla 29 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa İklim Kanunu’nu yürürlüğe koymuştur [10]

İklim Kanunu’na uygun olarak, AB 1990 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını %43 oranının da üzerine taşıyarak en az %55 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir. Bu hedefi gerçekleştirmek üzere, 25 Nisan 2023 tarihinde kabul edilen “55’e Uyum (Fit for 55)” yasa paketiyle AB ekonomisinin tüm sektörlerini bu hedefe katkıda bulunmakla yükümlü kılmıştır [11]

Bugün itibariyle 2050 yılına kadar net-sıfır emisyon hedefini kanunlarına ekleyen 48 ülkeye ek olarak 52 ülke politika belgelerinde yer vermiştir. 12 ülke bu hedefi deklare etmiş, 40 ülkede ise öneri/tartışma aşamasındadır [12]. İklim Kanunu henüz yürürlüğe girmediği için Türkiye de bu hedefini politika belgelerinde belirten ülkelerden birisidir. Türkiye’nin diğer ülkelerden farkı net sıfır hedefi için 2050 yılını değil, 2053 yılını temel almasıdır.

İklim Kanunu Türkiye İçin Neden Gereklidir?

Türkiye 2023 yılında Dünyanın toplam emisyonlarının %1.15’ine sahiptir [13]. Bu oranla Türkiye en çok emisyon yayan 13. Ülke konumundadır. Her ne kadar %1.25 çok yüksek bir oran gibi görünmese de AB’nin toplam emisyonlarının %6.08 olduğu göz önünde tutulduğunda bu oranın düşük olmadığı da anlaşılmaktadır. 

Türkiye’nin emisyonlarını Ulusal Katkı Beyanında beyan ettiği üzere 2038 yılında azaltmaya başlayabilse bile 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşması için yalnızca 15 senesi bulunmaktadır. Türkiye’nin gerek bu taahhüdüne ulaşabilmesi gerekse çevrenin korunması noktasında taşıdığı küresel sorumluluk somut adımlar atmasını gerekli kılmaktadır. 

Öte yandan uluslararası yargıda verilen iklim kararları da Türkiye dahil tüm ülkeler üzerinde bir baskı oluşturmaktadır. Bu davaların en önemlilerinden biri 2024 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından karara bağlanan Verein KlimaSeniorinnen Schweiz and Others v. Switzerland [14] kararıdır. 

Başvuru, üyeleri çoğunlukla 75 yaşın üzerinde olan 2.000’den fazla yaşlı kadını temsil etmek amacıyla bir derneğin küresel ısınmanın yaşam koşulları ve sağlıkları üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe duyan dört üyesi tarafından yapılmıştır. Başvurucular İsviçre makamlarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine rağmen, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşmak için uygun mevzuatı çıkarmadığı, uluslararası taahhütlerine uygun olarak gerekli ve yeterli önlem almadığı iddiasında bulunmuşlardır. İsviçre makamlarının iklim değişikliğinin (özellikle küresel ısınmanın) etkilerini hafifletme konusundaki çeşitli başarısızlıklarının yaşam koşullarını ve sağlıklarını olumsuz etkilediğini öne sürmüşlerdir. Başvuruda AİHM İsviçre’nin yeterli önlemleri almadığına hükmetmiştir. 

Kararın bir diğer önemi diğer ülkelere 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında en az %40 oranında azaltım hedefiyle ve 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefiyle uyumlu yıllık emisyon seviyesine ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla, uygun tüm önlemleri alma yükümlülüğü getirmesidir. 

İklim Kanunu’nun Türkiye için bir gereklilik olmasının bir diğer nedeni AB tarafından 2023 yılında yürürlüğe konulan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)’dır. Bu mekanizma en temel anlatımıyla AB dışındaki ülkelere bir emisyon fiyatlaması yapmaları yönünde baskı oluşturmaktadır. Şimdilik altı sektörü kapsayan SKDM Türkiye’nin AB’nin önemli bir ihracatçısı olması ve bu altı sektörün tamamında AB’ye ihracat yapması nedeniyle Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir. Düzenlemenin mali yükümlülükleri 2026 yılında başlayacaktır. Buna göre eğer Türkiye’de ihracatçılar bir karbon fiyatına tabi tutulmamışlarsa bu ürünleri Türk ihracatçıdan ithal eden AB ithalatçısının bu bedeli ödemesi gerekecektir. Bu durumun Türk ihracatçıya ticaretin azalması ya da ödenen bedelin yansıtılması gibi negatif dönüşleri olacağı açıktır. Bu açıdan Türkiye’nin kuracağı bir karbon fiyatlama mekanizması ile ödenecek bedeli ülke içerisinde tutması yararına olacaktır.

En yaygın karbon fiyatlama araçları karbon vergisi ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)’dir. Bugün gelinen noktada dünya çapında 110 karbon fiyatlama aracı yürürlüktedir. Bunlardan 39’u karbon vergisi, 36’sı ETS ve 35’i hükümetlerin kredilendirme mekanizmalarıdır [15]. Türkiye bu araçlardan ETS’yi seçmiştir. Türkiye’de ETS yasal olarak İklim Kanunu ile yürürlüğe girecektir. Kısaca iklim kanunu mali açıdan da bir gerekliliktir.

İklim Kanunu Neden Eleştiriliyor?

İklim Kanununa ilişkin kamuoyunda çok yanlış iddialar ortaya atılmıştır. Bu iddiaların ötesinde çeşitli çevre ve meslek grupları da bu teklifi sürecin kendilerine danışılmadan, şeffaflıktan uzak yürütülmesi ve iklim kriziyle mücadelede ihtiyaçları karşılamadığı gerekçesiyle haklı bir gerekçeyle eleştirmiştir. Bu nedenle teklif geri çekilmiştir.

Ne Yapılmalı? 

Bundan sonraki süreçte konunun uzmanlarından da görüş alınarak bir teklif hazırlanması gerekmektedir. Teklif bu haliyle bir iklim kanunu olmaktan çok emisyon ticaret sistemini düzenleyen bir teklif niteliğindedir. Çevre sorunları ile mücadelede emisyona azaltım hedeflerinin net olarak belirlenmesi, buna ilişkin bir zaman çizelgesi ortaya konulması, açık bir şekilde bir yol haritası belirlenmesi elzemdir. Öte yandan sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi de önem taşımaktadır.

Kaynaklar

[1] Net Zero, What is Net Zero? https://netzeroclimate.org/what-is-net-zero-2/ (Erişim Tarihi: 15.04.2025). 

[2] Roxana Bardan (2023), NASA Says 2022 Fifth Warmest Year on Record, Warming Trend Continues, https://www.nasa.gov/news-release/nasa-says-2022-fifth-warmest-year-on-record-warming-trend-continues/_; Roxana Bardan (2024), NASA Analysis Confirms 2023 as Warmest Year on Record, _https://www.nasa.gov/news-release/nasa-analysis-confirms-2023-as-warmest-year-on-record/_; Roxana Bardan (2025), Temperatures Rising: NASA Confirms 2024 Warmest Year on Record, _https://www.nasa.gov/news-release/temperatures-rising-nasa-confirms-2024-warmest-year-on-record/ (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[3] Roxana Bardan (2023), NASA Says 2022 Fifth Warmest Year on Record, Warming Trend Continues, https://www.nasa.gov/news-release/nasa-says-2022-fifth-warmest-year-on-record-warming-trend-continues/_ _(Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[4] IPCC (2019), Global Warming of 1.5°C, https://www.ipcc.ch/site/assets/uploads/sites/2/2022/06/SR15_Full_Report_LR.pdf, (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[5] Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (2022), İklim Değişikliğiyle Mücadelenin Önemi

https://www.mfa.gov.tr/iklim-degisikligiyle-mucadelenin-onemi.tr.mfa 17.09.2024, (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[6], [7] United Nations Climate Change, The Paris Agreement. What is the Paris Agreement? https://unfccc.int/process-and-meetings/the-paris-agreement_, _(Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[8] T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı (2022), Türkiye Ulusal Katkı Beyanı’nı COP27’de Açıkladıhttps://iklim.gov.tr/turkiye-ulusal-katki-beyani-ni-cop27-de-acikladi-haber-84, (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[9] T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı (2023), Türkiye Cumhuriyeti Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı, https://iklim.gov.tr/db/turkce /dokumanlar/turkiye-cumhuriyeti--8230-102-20230512125223.pdf(Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[10] European Commission (2019), The European Green Deal Sets out How to Make Europe The First Climate-Neutral Continent by 2050, Boosting The Economy, Improving People's Health and Quality of Life, Caring for Nature, and Leaving No One Behind, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_19_6691; European Commission (2021), European Climate Law, https://climate.ec.europa.eu/eu-action/european-climate-law_en#:~:text=of%20the%20economy-,Formal%20adoption,force%20on%2029%20July%202021, (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[11] European Commission (2025), The European Green Deal Striving to Be The First Climate-Neutral Continenthttps://commission.europa.eu/strategy-and-policy/priorities-2019-2024/european-green-deal_en (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[12] Energy and Climate Intelligence Unit (2025), Net Zero Scorecard, https://eciu.net/netzerotracker, (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[13] European Commission EDGAR- Emission Database for Global Atmospheric Research (2024), GHG Emissions of All World Countries, https://edgar.jrc.ec.europa.eu/report_2024 (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[14] European Court of Human Rights (2024), Verein KlimaSeniorinnen Schweiz and Others v. Switzerland, https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER %22,%22CHAMBER%22]} (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

[15] World Bank Group (2025), State and Trends of Carbon Pricing Dashboard, https://carbonpricingdashboard.worldbank.org/?_gl=1*1h30log*_gcl_au*NTYxOTMxNjIyLjE3MjcxNzk3NzY., (Erişim Tarihi: 15.04.2025).

Doç. Dr. Betül HAYRULLAHOĞLU

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio